Cinsel Terapi

   Karı koca mutluluğu iki önemli unsura bağlı olarak gelişmektedir. Bunların ilki; birbirine iyi ve insani muamelede bulunmak ikincisi de doğru cinsel bilgiler eşliğinde yatak hayatı yaşamaktır. Bu iki unsur evliliğin bel kemiğini oluşturduğu gibi aynı zamanda birisi eksik kaldığında evliliğin çökmesine de neden olmaktadır.

 

   Uzun yıllar ailelerle çalışıyorum ve bu çalışmalardan elde ettiğim bulgulara göre evliliğin ilk çökmeye başladığı anın; çiftlerin birbirlerine insani muamelede bulunmayı terk ederek “karşılıklı hakaretleşmeye” başladıkları an olduğunu gözlemledim. Bununla ilgili olarak o kadar çok evlilik vakası dinledim ki! Bu sorun, bütün evlilik sorunlarında tespit ettiğim ilk ortak sorundu. Evliliğin bozulmaya başladığı ve halk deyimiyle “cicim aylarının son bulduğu” ilk an, karı kocanın birbirine hakaret etmeye başladıkları o andı. Uzun zamandır evliliklerin neden krize girdiğini ve bu krizin neyle başladığını araştırıyorum. Onlarca aile vakasını inceledikten sonra artık kesinlikle biliyorum ki; bir evliliğin ilk ölümcül darbeyi alması, eşlerin birbirilerine hakaret etmeye başladıkları o anda gerçekleşiyor. O hakarete ilk maruz kalındığında aslında evliliğin beyin ölümü gerçekleşiyor ve evlilik resmen komaya giriyor. Boşanma sürecine kadar ki geçen tüm zamanlar komadan çıkmaya çalışmakla geçiyor ve çoğu evlilik ne yazık ki bu komadan sağ çıkamadığı için boşanma ile son bularak ölümünü tamamlıyor.

 

   Dinlediğim karı kocaların hepsinde bulduğum bu ortak sorunu biraz daha kurcaladığımda şununla karşılaştım; insanlar anne babalarının evlilik modelini farkında olmadan kendi evliliklerine kopyalıyorlardı. Evlilik modellemesini kendi anne babası üzerinden gerçekleştiren bütün çiftlerin ortak sorunu buydu diyebilirim. Oysa yatak hayatının insana vermesi gereken mutluluk; karı kocanın birbirine iyi ve insani muamelede bulunmasına bağlıdır. Tek başına cinsel hayat evliliği götürmediği gibi, evlilikten hasıl olması beklenen mutluluğu da insana vermez. Ne yatak hayatı tek başına ne de insani muamele tek başına karı kocaya mutluluk verebilir. İyi ve insani muamele ile sağlıklı bir cinsel hayat, birbirine bağımlı olarak birbirini tamamlayan unsurlardır ki bu yönüyle birbirilerinden asla ayrı olarak düşünülemezler.

 

   Modern kadın erkek ilişkilerindeki bozukluk aynı zamanda karşılıklı olarak psikososyal hayatın içindeki uyumu zorlaştırmakta ve çoğu zaman karşılıklı olarak cinslerin geçinememe problemlerine yol açmaktadır.[1] Neslin devamını sağlayan aile çatısı altındaki kadın ve erkeğin geçim sorunu; en ciddi, en tehlikeli ve en aciliyetli olarak insanlığın çözmesi gereken büyük bir sorundur. Yaptığım inceleme ve araştırmalarda kadın erkek arasındaki psikososyal hayatın her alanındaki geçimsizlik, uyumsuzluk ve anlaşamazlık sorunlarının tamamının, bir şekilde aileden beslendiğini buldum. Aile çatısı altında kadın ve erkek arasındaki geçimsizlik ilginç bir şekilde toplumun makro ve mikro ölçekteki sorunlarının da en önemli sebebini oluşturuyor.

 

   Aile mutluluğunun, karı koca arasındaki geçimin ancak ve ancak birbirine iyi ve insani muamele ile mümkün olabileceğini hem Kur’an hem de sünnet bize haber vermiştir. Günümüzün küresel ölçekteki bütün sorunlarını besleyen ana kaynak; kadın ve erkek arasında şer gücü tarafından inşa edilmiş düşmanlıktır. Bu düşmanlık yüzündendir ki karı koca arasında bir türlü iyi ve insani muamele gelişememektedir. Birbirine insani muamele vazifesini ve sorumluluğunu yerine getirmeyen karı kocanın yatakta mutlu olabileceğini düşünmek çok da akıllı ve mantıklı bir yaklaşım değil.  

 

   Bu zamana kadar onlarca çiftle çalıştım ve bana getirdikleri en büyük, en önemli ve en aciliyetli çözülmesi gereken evlilik problemi; kendilerine göre cinsel problemlerdi. Ailelerle çalıştıkça onların sandıkları gibi evlilik sorunlarının aslında cinsel problemlerden kaynaklanmadığını, gerçek sorunlarının; “cinslerin birbirleriyle psikososyal geçimsizliğinden” kaynaklandığını fark ettim. Nitekim kendi anne babalarının evliliklerini çaprazlama [1]incelediğimde bulgularım kendiliğinden doğrulanmış oldu. Bu çaprazlama inceleme neticesinde insanların karşı cinsiyle ilgili geçim bilgilerinin ilk temellerini anne babasıyla attığını düşünecek olursak; aile sağlığımızın durumuyla ilgili korkunç vahamet kendiliğinden ortaya çıkar. Çünkü incelediğim karı kocaların, kendi anne babalarının birbirleriyle olan ilişkilerinde de karşı cinsle geçinmekle ilgili doğru bilgilerinin olmadığını gördüm. Karı kocaların; kendi anne babalarından karşı cinsle doğru geçim bilgilerini alamamış olmaları ve anne babaların bu hayati önemdeki bilgileri çocuklarına aktaramaması, ne yazık ki evlatlarının boşanmalarıyla sonuçlanıyor her seferinde.

 

   Bana göre bir karı kocanın mutlu ve huzurlu bir aile yuvasına sahip olabilmeleri için; şu dört konunun ikisinin ilmini evlenmeden önce öğrenmiş olmaları, diğer ikisinin uygulamasını da evlilik içinde başarmaları gerekir. Evlenmeden önce öğrenilmesi gereken ilk iki konu şunlardır:

 

   1- Kadının da erkeğin de karşı cinsle ilgili “karı koca hukuku, geçim ve evlilik bilgilerini” öğrenmesi.

 

   2- Kadının da erkeğin de cinsellikle ilgili “doğru cinsel bilgileri” öğrenmesi.

 

   Evlilik içinde başarılması gereken son iki konu da şunlardır:

 

   3- Önceden öğrenilmiş olan karı koca hukuku, geçim ve evlilik bilgilerinin sağlıklı bir şekilde uygulanarak başarılması.

 

   4- Önceden öğrenilmiş olan doğru cinsellik bilgilerinin sağlıklı bir şekilde yaşanarak evliliğin başarılması.

 

   Bu dört önemli husus bir insanda toplanmadıkça ne kendisi bir başkasını ne de bir başkası kendisini mutlu edebilir. Bir zamanlar toplumuz geçim ve cinsellikle ilgili evliliğin temel bilgilerine sahipti ve bu bilgiler düzenli bir şekilde bir nesilden diğerine aktarılıyordu. Teknolojinin hayatımıza girmesiyle birlikte nesilden nesile aktarılan bu hayati derecedeki önemli bilgilerin yerini; kapitalizmin kadın erkek ilişkileri ve aile hayatı ile ilgili sistemleştirmiş olduğu insan fıtratına aykırı olan yanlış bilgiler aldı. Radyonun hayatımıza girdiği günden bu yana kullanmış olduğumuz bu yanlış ve fıtratımıza aykırı olan bilgiler, onlarca sene kullanılageldiği için, en nihayetinde fıtratımıza uygun olan doğru bilgileri bize unutturdu. Televizyonun hayatımıza hâkim olmasından çok kısa bir süre sonra da biz bu insanlık bilgilerinin artık yanlış olduğunu düşünmeye başladık. O tarihten bu zaman kadar geçen sürece baktığımızda anlıyoruz ki; kadın ve erkek arasındaki film, biz daha gözlerimizi hayata açmadan önce, anne babamız arasında çoktan kopmuş.

 

   Bir aile danışmanı ve psikolog olarak insanlarla çalıştığımda şunun farkına vardım; insan türüne ait fıtrat bilgilerine sahip olmak günümüzün modern toplumunu yok olmaktan kurtaracak olan yegâne bilgidir. Evlilik alandaki çalışan uzman kişiler, ailelerde yaşanan sorunlara odaklanırken sorunlara yol açan asıl nedenlerle ilgilenmeyi bırakıp, sonuç odaklı yaklaşımlar geliştirdiler. Bu da bizleri maalesef sorunu doğru görmek konusunda körleştirdi. Çünkü mevcut akademik eğitim ve bilimsel aklımız; sebep sonuç zinciri içinde düşünmeye ve çözüm üretmeye değil, sadece sonuçlara odaklı çözümler üretmeye yönelik olarak eğitiliyor. Bu durum doğal olarak ne yazık ki hiçbir sorunu çözmeye yaramadığı gibi bizi sorunlar sarmalları içinde kalmaya da mahkûm ediyor.

 

   İnsanların birbirileriyle geçinmeye, uyum ve güven içinde sağlıklı bir şekilde yaşamaya ve üremeye ihtiyaçları var. Ancak çalıştığım ailelerden edindiğim bilgiye bakarak şunu rahatlıkla ifade edebilirim ki; kapitalist sistemin insanlık üzerine inşa etmiş olduğu yeni dünya düzenine uygun kadın ve erkek ilişkisi, insanlığa hiçbir fayda sağlamadığı gibi belki de bize yapılabilecek en büyük kötülüğü yapmıştır. Kadınlar erkeklerle ilgili erkekler de kadınlarla ilgili doğru bilgilere kesinlikle sahip değiller ve ne yazık ki sahip oldukları her türden kadın erkek hukukuna ait olan bilgilerin tamamı; sahte, yanıltıcı, yanlış, içi boş ve hiçbir olumlu ve iyicil bir karşılığı yok. Gerçek kadın ve erkek hukukuna dair olan bilgilerimizi kaybettiğimiz halde, doğamızda bu bilgilere karşı çektiğimiz açlıkla, bize dayatılan kapitalist kadın erkek ilişki sistemi, bünyemizde inanılmaz korkunçlukta bir çakışma yaratıyor. Çalıştığım her ailede bu çakışmanın evlilik sorununa dönüştüğünü gözlemledim. Kadınların erkeklerle, erkeklerin de kadınlar ilgili sahip oldukları bilgiler kökten uca tamamen düşmanlık üretecek türden bilgiler. Oysa Kur’an ve sünnet bize; kadını ve erkeği dost olarak tanıtmıştır ve kabul ettirmiştir, düşman olarak değil. Kapitalist sistemin kadın ve erkek hukukunu ve ilişkilerini kasıtlı olarak yıkıcı ve bozucu olarak tasarlamasının altında çok büyük bir kötücül niyet yatmaktadır. Yeri burası olmadığı için konuya burada girmek istemiyorum. İşte aile sorunu olarak yaşadığımız felaketler, bu yıkıcı ve bozucu etkinin yol açtığı sonuçlardır.

 

   Fıtrata uygun olmayan kadın erkek hukukuna ait görüşlerin ve cinsel bilgilerin yol açtığı her türden problem; evlilik sorunları olarak ifade ettiğimiz konulardır. Evlilik sorunları çözebilmenin bir tek yolu vardır. O da karşı cinsle ve kendi cinsiyle ile ilgili bilinmesi gereken her türden fıtri geçim ve cinsellik bilgilerini öğrenmektir. Bunlar bilinmediği taktirde; karı kocanın evlilik çatısı altında mutlu olması düşünülemez. Fıtratına ters davranan hiç kimse mutlu olamaz. Biz merkezimizde bu fıtri geçim ve doğru cinsellik bilgilerini isteyen danışanlarımıza aktarıyor ve öğretiyoruz. Verdiğimiz bilgileri kullanan çiftlerin evlilik sorunlarının çözüldüğünü, verdiğimiz bilgileri kullanmayan çiftlerin ise evlilik sorunlarının çözülmediğini de ifade etmeliyim. 

 

   Evlilik sorunlarının “çözülmemesinin” iki alt başlığı vardır. Bunlardan ilki danışmanla ilgilidir diğeri de danışanlarla ilgilidir. Danışmanla ilgili olan kısmı; danışmanın evlilik sorunlarının çözümüyle ilgili doğru bilgilere sahip olmaması ve yanlış cinsel bilgilere sahip olmasıdır. Konu hakkında profesyonel ve ehil olmaması da evlilik sorunlarının danışman cihetinden çözülmesini engelleyen birtakım sorunlardır. Danışanlarla ilgili olan sorunların ise birden çok nedeni vardır. Danışman ne kadar profesyonel olursa olsun ne kadar yardımcı olmak isterse istesin ve ne kadar doğru fıtri geçim ve cinsellik bilgilerini öğretirse öğretsin eğer; eşlerden birisi “danışmana gelmeden çok daha önce zihninde evlilik birliğini bozmaya karar vermişse” o evlilik bitiyor. Danışmanın verdiği bilgiler eğer eşlerden birisinin ya da her ikisinin kişisel çıkarlarına aykırı ise o evlilik bitiyor. Danışanların kendilerini haklı çıkartmak için danışmanın karşısına geldiklerinde, “yapılması gereken ama o ana kadar yerine getirilmemiş sorumlulukları kendilerine tebliğ edildiğinde o sorumlulukları yapmak istemezlerse” evlilik bitiyor. Her şey doğru yapılagelmiş olsa bile, o güne kadar evliliğin bitmesi için uzun müddet beklenmiş ve bıçak kemiğe dayanmışsa o zaman da evlilik bitiyor. Bana göre evlilikleri bitiren en büyük, en ciddi ve en tehlikeli etken bu. Diğer etkenler bunun kadar etkili değil. Genel olarak evliliği kurtarmak için hiç çabalamadan, eşe karşı sorumluluklar evliliğin devamını sağlayacak kadar bile yerine getirilmeden, sorunları yıllardır biriktirerek o sorunlardan koca bir dağ yaptıktan sonra aile danışmanına gitmenin evliliği kurtarmak adına hiçbir fayda sağlayacağını sanmıyorum açıkçası. Evlilik sorunlarını biriktirmek ve doğru şekilde çözmek için mücadele etmemek; kesinlikle boşanmayla sonuçlanıyor çünkü. Unutulmaması gereken bir şey var; siz ailenizi kurtarmak isterseniz eğer evliliğiniz kurtulur, eğer bunu can-u gönülden istemezseniz hiç kimse sizin evliliğinizi kurtaramaz ne kadar uzman ve profesyonel bir danışmana ya da psikoloğa sahip olursanız olun. Her şey sizin elinizde, danışmanın değil! Danışmanınız evlilik ve aile sorunlarınızla ilgili olarak sizin izin verdiğiniz kadar ancak sorunlarınıza müdahale edebilir.

 

   Yukarıda bahsi geçen birçok danışan kaynaklı sorunlar; evliliğin bitirilmesi noktasında kişileri boşanmakla ilgili karar almaya itiyor. İnsanlar genel olarak sorunlarını biriktiriyor, doğru zamanda ve yöntemle sorunlarını çözmek yerine görmezden gelerek hasıraltı ediyor ve bıçak kemiğe dayanmadıkça aile danışmanlarına gitmiyorlar. Buraya yazamadığım daha birçok danışan sorunları nedeniyle bir evlilik kolaylıkla son bulabiliyor ne yazık ki.[1] Bunun en önemli nedeninin; insanların evliliğe bakış açılarındaki algısal bozukluk ve zihinsel şartlanmışlık olduğunu düşünüyorum şahsen. İnsanlar evliliğe artık ciddiyetle yaklaşmıyor çünkü; boşanma oranlarının yüksekliği ve toplum içindeki kadın erkek ilişkilerine olan güven kaybı nedeniyle, insanların evliliğe karşı bakış açıları ne yazık ki son derece tahrip olmuş durumda.

 

   Kısaca toparlayacak olursak eğer; bir evliliğin ideal mutluluk düzeyinde olması için iyi ve insani geçim kurallarının bilinmesi gerekiyor. Karı koca olarak iyi ve insani geçim konusunda aralarında sorun olmayan çiftlerin, cinsellikle ilgili kolay kolay sorun yaşamadıklarını da ifade edebilirim. Yatağa giden mutluluk yolu insanların birbirini sevmesinden geçiyor netice itibariyle. İnsan sadece sevdiği ve saydığı bir insanla ancak yatakta mutlu olabilir. Kendisini üzen, kızdıran, hakaret eden, tahkir eden, saygı göstermeyen, sevmeyen, ihmal eden, ilgisiz ve sevgisiz bırakan, psikolojik ve fiziksel şiddet uygulayan, cezalandıran, kadınlık ya da erkeklik izzeti şerefine ağır hakaretler yönelten, aşağılayan, orasına burasına kusur bulan, suçlayan, ezen, insanlık haysiyet onur ve şerefine aykırı olacak davranışlarda bulunan birisiyle kim cinsel ilişkiye girerek yatakta mutluluk üretebilir? Bu imkânsız bir şey. Eşlerin birbirlerine söyledikleri ağır sözleri kendilerinden bana da ifade etmelerini istediğim zaman (ki çoğu zaman bunu yanımda hiç çekinmeden yapıyorlar) beynimden vurulmuşa dönüyorum her seferinde. Çünkü karı kocanın birbiriyle ilgili ifadeleri, aynı zamanda karşı cinsle ilgili görüşleri ve inançları olduğu gibi, anne babalarının da birbirleriyle ilgili olan ifadeleri. Netice itibariyle insanların karşı cinsle ilgili ilk görüş, inanç, duygu ve düşünceleri, kendi anne babalarının üzerinden kazanılıyor. Basit bir sorunmuş gibi gözüken en küçük evlilik sorunlarının kökleri, üst kuşakların da üstüne doğru uzayıp gidiyor böylece.

 

   Danışanlarıma; üst kuşaklarının kendilerine aktarmış olduğu bu yanlış karı koca geçim bilgilerinden kendilerini nasıl arındıracaklarını öğretirken aynı zamanda mevcut evlilik problemlerinden de olabildiğince kendilerini kurtarmalarını sağlayarak hayatlarında yeni bir sayfa açmalarına yardımcı oluyoruz.